Rize'de prematüre doğan bebeklerde retina damarlarının gelişiminin tamamlanamaması nedeniyle kalıcı görme kaybına yol açabilen prematüre retinopatisi (ROP) hastalığının tedavisinde yeni bir dönem başladı. Hastalığın tanı ve tedavisinde kullanılan Redcam görüntüleme sistemi ile lazer tedavi cihazı, Türkiye genelinde 42 merkezde bulunan ve yüzde 70'i büyükşehirlerde yer alan bu cihazlardan bir yenisi, Sağlık Bakanlığı tarafından Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kazandırıldı. Tedavi için büyükşehirlere sevk edilmek zorunda kalan ve sevk sırasında enfeksiyon başta olmak üzere çeşitli sağlık risklerine maruz kalan prematüre bebeklerin, bulundukları ilde güvenle tedavi edilebilmesini sağlayacak bu cihazlar hem bebeklerin sağlığı hem de ailelerin endişelerini ortadan kaldıracak. Cihazlar, çevre illerden gelecek hastalara da hizmet verebilecek.

'KALICI GÖRME KAYIPLARI YAŞANIYOR'

ROP'un özellikle riskli prematüre bebeklerde ciddi görme kayıplarına yol açabildiğini belirten Rize İl Sağlık Müdürü Dr. Gökhan Demiral, "32 hafta altı veya 1500 gram altında doğan bebeklerimizde gelişimsel bir anomali oluyor ve retinadaki damarlanma, sinir ağlarında yaşanan bozukluk bebeklerimizde kalıcı görme kayıpları yaşanıyor. İlimizde ROP tanı ve tedavisinde gelişmiş yeni cihazların teminiyle bu artık tedavi edilebilir hastalık oldu. Daha öncesinde sadece tanı koyabiliyorduk. Ama kısa zaman önce yapmış olunan planlama ve bakanlığımızın desteğiyle prematüre retinopatisi tedavisi mümkün oldu" dedi.

'BU, BÖLGEMİZE ÇOK CİDDİ BİR KAZANÇ'

Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatma Sümer, yeni cihazların hastane ve hastalar için büyük bir kazanım olduğunu söyleyerek, "5-6 yıldır bu bebekleri burada takip ediyorduk; ancak son bu dönemdeki elde temin edilen Redcam ve lazer cihazıyla birlikte artık tanı, takipten öte tedaviyi de tam anlamıyla yapabilen bir merkez haline dönüştü burası. Daha öncesinde bebeği transfer etmek zorunda kalıyorduk. Bu, bebeğe ve ailesine maddi manevi artı. Transferin verdiği stres, bebeğin genel durumda bir kötüleşmeye sebep oluyordu. Çünkü bazı kısıtlılıklarımız mevcuttu. Özellikle lazer cihazımızın ama görüntülememizin olmayışı, kendi deneyimimizin bir yere kadar sınırlı kalmasından ötürü ve bebeğin genel durumunun kötüleşmesi durumunda sevkinin sıkıntı olmasından kaynaklı tedavisini yapamaz durumundaydık. Ancak bu görüntüleme ve tedavinin de aktif olarak burada yapılabiliyor olması noktasında artık şu an tamamen İstanbul'da, Ankara'da nasıl bu bebeklere hizmet veriliyorsa aynı ilimizde bu şekilde yapılabiliyor. Bu, bölgemize çok ciddi bir kazanç. Bu cihazların sayesinde artık herhangi bir tedavi gereksinimi olduğunda dışarı sevk gibi bir durum söz konusu olmayacak. Beraberinde şu an bu imkana sahip olmayan Doğu Karadeniz bölgesinde ya da daha ilerideki illerden de bu noktada hizmet verme noktasında bir kabul oranımız olacaktır, tabii imkan nispetinde. Bu bizi daha donanımlı, artık Türkiye standartlarının üzerinde bir hizmet vermemizi sağladığı için çok kıymetli. 42 merkezde 85 hastane bu noktada aktif hizmet veriyor. Türkiye'de 42 tane cihaz var ve bu cihazın da yüzde 70'i 3 büyük ilde mevcut. Şu an bu cihaza sahip olabiliyor olmak, böyle Rize gibi biraz daha periferde kalmış bir il için çok büyük bir hizmet" diye konuştu.

'CİHAZIN BURAYA KAZANDIRILMASI ÇOK İYİ OLDU'

Tedavi döneminde il dışına gitmek zorunda kalan prematüre bebek babası Ahmet Yalçın Özenir de yaşadıkları süreci anlatarak, "Bebeğim 27 haftalık doğdu, 110 gün yoğun bakımda kaldık. Haftalık ROP muayeneleri yapılıyordu. Yoğun bakımdan sonra da muayeneler devam etmeye başladı. Burada cihaz olmadığı için Trabzon'a gitmemiz gerekiyordu. Bu durumda prematüre çocuk için enfeksiyondan dolayı çok problem yaşıyordu. Bu süreç bizim için hem bizim hem çocuk açısından sıkıntılıydı. Cihazın buraya kazandırılması çok iyi oldu. Artık hem muayene hem de gelişimini takip etme anlamında iyi sonuçlar vereceğini düşünüyorum" dedi.