Her iki ülke de taze pişmiş hamur işlerinin kokusuyla dolu, ailece yavaş tempolu kahvaltıları, sofradaki sakin sohbetleri ve ister evin bir üyesi ister sokakların birer parçasıolsunlar, kedilere duyulan sevgiyi paylaşıyor. Hem Türkiye'de hem Rusya'da ailesini de çevresindeki küçük dostları da doyurmak aynı derecede önemli. Ve bu iki ülke arasındaki yakınlık, belki de en çok yemek kültüründe hissediliyor.

Bir süre öncesine kadar Rus ürünleri Türkiye'de egzotik birer tat olarak görülüyordu. Oysa bugün, Türk marketlerinin raflarında doğal ve kalıcı bir yer edinmiş durumdalar. Artık Türkiye'de yaşayan herkes, rafine lezzetlerden geleneksel tatlılara uzanan Rus mutfağının çeşitliliğini keşfedebiliyor. Tüm bunlar, kaliteyi ruhla ve geleneğe saygıyla birleştiren şirketleri bir araya getiren "Made in Russia" ulusal markası sayesinde mümkün oldu. Böylece iki ülkenin kültürleri, sembolik olarak da daha zengin bir bağ kuruyor.

Günlük Hayata Zarif Bir Dokunuş

Rusya'da havyar, kutlamaların simgesi ve sevdikleriniz için özel bir ikramdır. Türkiye'de ise kahvaltı sofralarında ya da özel günlerde keşfedilecek yeni bir lezzet deneyimi olabilir.

Havyarın klasik sunumu sade ama zariftir. Bu da tereyağı sürülmüş çıtır bir ekmeğin üzerinde cömertçe yer alan bir kaşık havyar olarak tanımlanabilir. Dokular birbirine karışır, zıt tatlar birbirini vurgular. Parlak taneler kehribar gibi ışıldar, hafif tuzlu deniz aromasıyla açılır.

Bu tür balık lezzetleri ve havyarlar, "Lunskoe More" markasından geliyor. Bu ürünler iki kültürü birleştiriyor. Bir diğer deyişle kuzeyin sade zarafetini ve güneyin misafirperver sıcaklığını… Her iki mutfak da doğal malzemeleri ve geleneğe duyulan saygıyı paylaşıyor.

Belki de en önemlisi, bu tatlar insanı o nadir farkındalık anına taşıyor: Yeni bir lezzetle tanışırken, onun aslında ne kadar tanıdık hissettirdiğini fark ettiğiniz o ana. Çünkü iyi yemeğin keyfi sınır tanımaz.

Mutfakta Yeni Dokunuşlar

Modern Türk ve Rus mutfakları benzer bir yolda ilerliyor: Her iki ülkede de şefler, tanıdık tarifler ile keşfetme arzusunu dengelemeye çalışıyor; klasik lezzetleri deneyerek, yeniden yorumluyor. Gastronomi, küçük dokunuşların büyük fark yarattığı bir alan. Artık mutfaklardaki baharat paletine, yakında Türkiye'de de yerini alacak olan Rus sosları da eklendi.

Böylece iki ülkenin mutfağında da yeni tat nüansları ortaya çıkıyor. Tek bir dokunuş, yemeğin özünü bozmadan karakterini değiştirebiliyor. Tam da bu tür keşifler için Rus şirketi "EUROPRODUCT", balık, tavuk ya da sebze yemeklerinin tadını öne çıkaran, hafif Asya dokunuşları taşıyan soslardan oluşan "Tamaki" serisini geliştirdi. Bu soslar yemeği başka bir kültüre taşımıyor; sadece ona yeni bir derinlik, zarif tonlar kazandırıyor.

Klasik tatlardan vazgeçmeyenler için Rus markası "MV Food", Türkiye pazarında halihazırda bulunan sos çeşitleri sunuyor. Bu soslar ev yemeklerine doğal bir şekilde uyum sağlıyor; et, balık, garnitür ve sebze yemeklerinin lezzetini zenginleştiriyor.

Böylece mutfak bir güven alanına dönüşüyor: Türk mutfak tutkunları, sevdikleri yemeklerin karakterini kaybetmeden yeni tatlar keşfedebiliyor; Rus ürünleri ise günlük hayatın tanıdık ritminin bir parçası haline geliyor.

Karadeniz'in İki Yakası: Türkiye ve Rusya ürünleri neden birbirine bu kadar yakın?

Günü Tatlı Bitirmek

Tatlı olmanın sadece bir lezzet değil, kültürün bir parçası olduğu yerler neresi? Türkiye ve Rusya'da bu sorunun yanıtı aynıdır. Her iki ülkede de insanlar tatlıyı, çayla birlikte geçirilen sohbetlerin ve küçük mutluluk anlarının vazgeçilmez bir parçası olarak görüyor.

Rusya'da pasta ve hamur işi, her kutlamanın değişmez bir parçasıdır ister doğum günü, ister aile yemeği, ister evde geçirilen sakin bir akşam olsun. Türkiye'de ise çayla birlikte ikram edilen baklava ve lokum, misafirperverliğin ve neşeyi paylaşmanın en tatlı ifadesidir.

İşte bu yüzden, "United Confectioners" şirketinin çikolata ve şekerlermeleriyle Türkiye pazarına giriş yapması, sıcak ve samimi bir karşılık bulacak. Dünyanın en büyük yirmi şekerleme üreticisinden biri olan bu firma; fındıklı bitter çikolatalardan fondan şekerlemelere, karamelli barlardan krema dolgulu gofretlere kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip.Bu tatlılar, paylaşılan geleneklerin kolayca bir parçası haline geliyor. Çünkü hem Türk hem de Rus ailelerinde, çay eşliğinde yenilen bir tatlı. Aynı zamanda her zaman birbirine yaklaşmanın, günün sonunda bir araya gelmei güzelleştiren özel bir dokunuştur.

Karadeniz'in İki Yakası: Türkiye ve Rusya ürünleri neden birbirine bu kadar yakın?

Hayvan sevgisi, Türkiye ile Rusya'yı birleştiren bir diğer ortak özellik.

Türk şehirlerinde kediler özgürlüğün ve huzurun simgesi gibidir; hem sokaklarda hem de kafelerde evindeymişçesine yaşarlar. Bu durum, insanların canlılara karşı şefkatli ve nazik yaklaşımının bir yansımasıdır. Rusya'da da manzara aynıdır: Kediler ve köpekler ailenin birer üyesidir, sevgiyle bakılır, özenle beslenir.

Bu ortak felsefenin bir yansıması olarak, "Miratorg" markasına ait evcil hayvan mamalarının Türkiye pazarında yerini alması da büyük ilgi gördü. Doğal içeriklerle üretilen, sertifikalı bu ürünler artık Türkiye'deki mağazalarda da bulunabiliyor. Evcil hayvan sahipleri için bu yalnızca bir alışveriş değil, aynı zamanda bir sevgi ve özen göstermenin bir yolu.

Sonuçta, her iki ülkede de konfor en basit şeylerden başlıyor; bir battaniye, bir fincan çay, huzurla uyuyan bir kedi ve neşeli bir aile sohbeti.

Karadeniz'in İki Yakası: Türkiye ve Rusya ürünleri neden birbirine bu kadar yakın?

İncelikli Yaklaşım ve Güven

"Made in Russia" bu hikâyelerin hepsini ortak bir paydada buluşturan bir nişane niteliğinde. Bu etiket, ürünün sertifikalı olduğunu, uluslararası kalite standartlarını karşıladığını ve şeffaf bir menşeye sahip olduğunu doğruluyor. Bu yaklaşım, Türk tüketicilerin seçimlerini kolaylaştırıyor. Çünkü ürün, baştan itibaren güvence altına alınmış bir kalite seviyesini taşıyor. Tüketici yalnızca lezzete değil, aynı zamanda yüksek kalite ve gıda güvenliği konusunda da emin olmanın rahatlığına da erişiyor.

Bugün "Made in Russia" markalı ürünler, İzmir'den Antalya'ya, Ankara'dan Trabzon'a kadar, Migros'ta ve Trendyol'da tüketicilerle buluşuyor. Bununla birlikte asıl önemli olan coğrafya değil, güven. Rus havyarının Türk sofralarına geldiği, Moskova çikolatasının çayın yanına konduğu ve St. Petersburg soslarının ev yemeklerine eklendiği her an, yalnızca bir ürün alışverişi değil alışkanlıkların ve sıcaklığın da paylaşımı oluyor.

Kültürel Paylaşım

Türkiye'deki "Made in Russia" ulusal markası, aslında bir gelenek alışverişi.

Uzun süredir Türkiye'de yaşayan Timur Safin, markanın yerel temsilcisi olarak şöyle söylüyor: "Rus ürünleri bugün Türk tüketiciye her zamankinden daha yakın hale geliyor. Soslardan içeceklere, tahıllardan şekerlemelere kadar, 'Made in Russia' markası altında hem yeni tatlar sunan hem de tanıdık kalite standartlarını karşılayan ürünler bulunuyor.

Türk iş ortaklarımızın ve tüketicilerin bu çeşitliliğe ilgisi çok yüksek; çünkü bu alışveriş aslında iki kültürün birbirini zenginleştirmesi anlamına geliyor."

Rusya ve Türkiye, en çok da önemli konularda birbirine benziyor:

Eve, iyi yemeğe ve sevdiklerine duyulan sevgi.

İşte bu yüzden Rus ürünleri, Türk alışveriş sepetinin doğal bir parçası haline geliyor.

Çünkü bu ürünler, iki evi birleştiren güven, özen ve lezzet hikâyesinin devamını yazıyor.